Kokusuyla, görüntüsüyle, eski ve hatta tarihi kitaplarıyla, kitapseverlerin uğrak mekanlarıdır sahaflar. Bir fırın nasıl ekmek kokuyorsa, sahaflar da eski kokar, eski kitap sayfaları kokar... Kitapseverler bu kokuyu çok iyi bilirler ve sahafların onları cezbeden özelliklerinden biridir bu koku. Neredeyse hepsi büyük kitap şirketlerinin samimiyetsizliğinden, soğukluğundan uzaktır . Birçok insan sahafları görünce girmeden duramaz, girince de "Hiç çıkmasam buradan" der. Kokusunda davet vardır. En kötü özelliğiyse, o kadar kitabın içinde kaybolmaktır. Bir anda hepsini birden okumak istersiniz, ama önce hangisinden başlasanız bilemezsiniz. Bu durumda yardıma sahaflar yetişir. Tabii günümüzde sayıları nadir olsa da, kitabın maddi değerine paha biçmekle kalmayan, manevi değerinden de haberdar olan sahaflardan hala var. Kafalarının içinde onbinlerce kitap ismini muhafaza edebilirler, hatta kitapların basım tarihleri, çevirmenleri gibi yan bilgileriyle sıralayacak kadar işlerini ciddi yaparlar. Buralarda sadece kitap değil, eski dergiler, gazeteler, posterler, kasetler de vardır. Kitaplar kimi zaman takas yöntemiyle gelir, kimi zaman bağışlanır, kimi zaman da ölülerin kitapları alınır. Bu nedenledir, "Sahaflık ölenlerin kitaplarını alıp ölecek olanlara satma sanatıdır" denmiştir. (İstanbul Sahaflar Çarşısında eski sahaf şeyhi olarak bilinen Muzaffer Ozak isimli bir hocanın sözüdür.) Üsküdar'da da bu sahaflardan hala birkaç tane bulunuyor. Özellikle Kuzguncuk Sahafı kesinlikle görülmesi ve mümkünse sık sık ziyaret edilip, bol bol kitap alınması gereken bir sahaf...
*Fotoğraftaki sahaflar; İslambol Sahaf, Tezgah, Kuzguncuk Sahaf
Haber: Ezgi Kökten
Fotoğraflar: Ezgi Kökten
Video-montaj: Ezgi Kökten
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder